Gedik Yatırım’ın raporunda geçen hafta ABD’de kasım ayına ait istihdam ve enflasyon rakamlarının piyasaların yakın takibinde yer aldığı belirtildi.

Ekim ayında tarım dışı istihdamın 105 bin kişi gerileme gösterdiği ifade edilen raporda şu değerlendirmelere yer verildi:

“Beklenti düşüşün 25 bin olması yönündeydi. Kasım ayında ise tarım dışı istihdam 64 bin kişi artış kaydetti. Bu döneme ilişkin beklenti ise 50 bin artış olarak belirlenmişti. ABD’de işsizlik oranı kasım ayında yüzde 4,6 olarak gerçekleşti. Bu oran, eylül ayındaki yüzde 4,4 seviyesinden artış göstererek 2021 yılından bu yana kaydedilen en yüksek seviye oldu. Kasım ayında ortalama saatlik kazançlar aylık olarak yüzde 0,1 arttı. Beklenti artışın yüzde 0,3 olması yönündeydi. Yıllık olarak ise aynı dönemde artış yüzde 3,5 ile yüzde 3,6'lık beklentinin altında kaldı.

Kasım ayında ekonomide istihdam artışın beklentileri aştığına işaret etti. Gecikmeli olarak açıklanan ekim ayı verileri ise beklentilerden daha fazla bir daralma yaşandığını gösterdi. Karışık bir görünüm ortaya koyan istihdam raporunun Fed beklentileri üzerinde önemli bir değişim/etki yaratmadığı görüldü. İstihdam verisinin ardından perşembe günü ise kasım ayı enflasyon rakamı ön plandaydı. ABD’de açıklanan kasım ayı TÜFE rakamı aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 2,7 ile beklentilerin altında arttı. Beklenti yüzde 3,1 artış seviyesindeydi. Çekirdek TÜFE yıllık bazda yüzde 3,0’dan yüzde 2,6 seviyesine gerileyerek 2021'in başından beri en yavaş artışını kaydetti. ABD’de beklentilerden daha iyi gelen enflasyon rakamları Fed’e yönelik faiz indirim beklentilerini ve küresel risk iştahını destekledi.

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee, 2026 yılında güçlü bir ekonomik büyüme beklediğini ve bu senaryonun gerçekleşmesi halinde faiz oranlarının daha da düşürülebileceğini söyledi. Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, politika yapıcıların önceliğinin enflasyonla mücadele olmaya devam etmesi gerektiğini belirterek, yüksek fiyat baskılarının 2026 yılının büyük bölümünde sürebileceğini ifade ett. Atlanta Fed Başkanı, geçen haftaki faiz artışına karşı çıkan görüşlerin, karar sürecinin ne kadar zor olduğunu ortaya koyduğunu söyledi. İşgücü talebinde bir miktar zayıflama gözlendiğini kabul eden Bostic, buna karşın şiddetli bir işgücü piyasası gerilemesinin en olası senaryo olmadığını düşündüğünü ifade etti.

Boston Fed Başkanı Susan Collins, geçen hafta yapılan faiz indirimini desteklediğini, ancak yüksek seyreden enflasyona ilişkin süregelen endişeler nedeniyle zor bir karar olduğunu belirtti. Collins, enflasyonda belirgin bir yeni yükseliş yaşanması senaryolarının artık biraz daha düşük olasılıklı göründüğünü belirterek, bunun üç temel nedene dayandığını söyledi. Uzun vadeli enflasyon beklentilerindeki gerileme, daha düşük fiili gümrük vergilerine işaret eden son ticaret politikası değişiklikleri ve iş gücü piyasasındaki yumuşama. New York Fed Başkanı John Williams, istihdam risklerinin artması ve enflasyon riskinin bir miktar azalmasıyla birlikte, geçen hafta yapılan faiz indiriminin ardından para politikasının gelecek yıl için iyi bir konumda olduğunu vurguladı.

Aralık toplantısında yayınlanan projeksiyonlarda Fed üyelerinin noktasal grafiklerdeki medyan dağılımı 2026 yılı için bir faiz indirimine işaret etse de piyasalar, 2026 yılının ilk ve ikinci yarısında 25’şer baz puanlık toplamda 50 baz puan faiz indirimi öngörmeye devam ediyor. 2026 yılında başta istihdam ve enflasyon verileri olmak üzere ekonomik veriler ve ekonominin genel görünümü Fed’in faiz kararları ve küresel risk iştahının seyri üzerinde temel belirleyici olacaktır. Ek olarak Fed Başkanı Powell’ın görev süresi 2026 Mayıs itibariyle sona erecek olup, önümüzdeki günlerde Fed başkanlığına kimin getirileceğine ilişkin açıklamalar da piyasaların yakın takibinde yer alacaktır.

İngiltere Merkez Bankası (BoE) perşembe günkü toplantısında enflasyonda görülen yavaşlamanın ardından beklentilerle uyumlu olarak politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 4,00 seviyesinden yüzde 3,75’e çekti. Böylece politika faizi böylece yaklaşık 3 yılın en düşük seviyesine indi. Bir önceki toplantıda faizlerin sabit tutulması yönünde oy kullanan BoE Başkanı Andrew Bailey, bu toplantıda indirimden yana oy kullandı ve faiz indirimi 5’e karşı 4 oy ile alındı. Karar metninde para politikasının, enflasyonun orta vadede yüzde 2 seviyesinde istikrarlı bir şekilde yerleşmesini sağlamak üzere belirlendiği kaydedilen açıklamada, enflasyonun daha uzun süre devam etme riskinin bir önceki toplantıdan beri azaldığı ancak orta vadeli enflasyon risklerinin sürdüğü belirtildi.

İngiltere'de hafta başında açıklanan kasım ayına ait yıllık enflasyon yüzde 3,6'dan yüzde 3,2 'ye gerilerken ve yüzde 3,4'lük piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. Bu rakam, mart ayından bu yana görülen en düşük seviye olmasına rağmen, hala büyük gelişmiş ekonomiler arasında en yüksek oran ve BoE’nin yüzde 2,0 hedefinin oldukça üzerinde bulunuyor. BoE Başkanı Andrew Bailey, karar sonrası değerlendirmesinde, enflasyondaki düşüşe işaret ederek, faizini yüzde 3,75 seviyesine indirdiklerini, faizin kademeli olarak düşüş eğiliminde olduğunu ancak her faiz indirimiyle, ne kadar daha indirim olacağı konusunun daha da belirsiz hale geldiğini ifade etti. Piyasalar 2026 yılında BoE’nin bir ya da iki kez daha 25’şer baz puanlık faiz indirimine gidebileceğini fiyatlıyor.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise perşembe günkü toplantısında beklentilerle uyumlu bir şekilde faiz oranlarında bir değişime gitmedi. Politika faizi yüzde 2,15, mevduat faizi yüzde 2,00, gecelik borç verme faizi de yüzde 2,40 seviyesinde kaldı. ECB, böylece faiz oranlarını üst üste dördüncü toplantıda da değiştirmedi. ECB, gelecekteki faiz patikası konusundaki yönlendirmesini değiştirmeyerek veriye dayalı hareket etme ve toplantı bazında karar alma söylemini tekrarladı. ECB büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti. 2025 yılı büyüme tahmini yüzde 1,2'den yüzde 1,4'e, 2026 tahmini yüzde 1'den yüzde 1,2'ye, 2027 tahmini ise yüzde 1,3'ten yüzde 1,4'e yükseltildi. Yeni tahminler, enflasyonun yüzde 2 hedefine nispeten yakın kalacağını gösterdi.

2025 enflasyon beklentisi yüzde 2,1'de kaldı, 2026 tahmini yüzde 1,7'den yüzde 1,9'a yükseltildi. 2026 enflasyon tahminindeki yukarı yönlü revizyon, yetkililerin artık hizmet fiyatlarındaki düşüşün daha yavaş gerçekleşeceğini öngörmesinden kaynaklandı. 2027 enflasyon tahmini ise yüzde 1,9'dan yüzde 1,8'e revize edildi. ECB Başkanı Christian Lagarde basın toplantısında ekonominin dirençli kaldığını belirtirken, hizmetler tarafıyla desteklenen büyümenin kısa vadede devam edeceğini söyledi. Lagarde, istihdam tarafında belirli artış olurken talep tarafında soğuma olduğunu ifade etti. Yıllık enflasyonun bahardan beri dar patikada seyrettiğini belirten Lagarde, anketlere göre ücret artışlarının gelecek çeyreklerde biraz daha gevşeyeceğini ve enflasyonun biraz daha düşeceğini söyledi.

Japonya Merkez Bankası (BoJ), cuma günkü toplantısında beklentilerle paralel bir şekilde kısa vadeli faiz oranını oybirliğiyle yüzde 0,50’den yüzde 0,75’e yükseltti. Karar, 2025 Ocak ayından bu yana ilk faiz artışı olurken, Japonya’da faizleri 1995’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış oldu. BoJ Başkanı Kazuo Ueda, ücret artışlarının artık büyük şirketlerin ötesine yayıldığını ve sıkılaşan iş gücü piyasası nedeniyle hızlanmaya devam ettiğini belirterek, bir faiz artışı için gerekli koşulların oluştuğuna dair yaptığı açıklama ve BoJ Yönetim Kurulu üyesi Junko Koeda’nın son açıklamasında para politikasının normalleşmesi gerektiğine dikkat çekmesi faiz artış sinyalleri olarak takip edilmişti. BoJ açıklamasında, ücret artışlarıyla desteklenen enflasyon görünümü sayesinde yüzde 2’lik hedefe istikrarlı biçimde ulaşılacağına olan güvenin arttığı belirtildi.

Haftaya güçlü bir yükselişle başlayan BIST100 Endeksi’nde haftanın devam eden bölümünde kar satışlarıyla birlikte dalgalı bir fiyatlama öne çıktı. BIST100 Endeksi geçen haftayı yüzde 0,27 oranında oldukça sınırlı bir değişimle 11.342 puandan kapattı. Kritik ve önemli bir seviye olarak izlediğimiz 11.250 üzerinde kalıcılık korunduğu sürece yükseliş eğiliminin devam edebileceği endekste, 11.370 – 11.450 aralığı kısa vadeli ilk direnç bölgesi olarak izlenecektir. Bu bölge üzerinde 11.500 ve tarihi zirvenin bulunduğu 11.605 seviyesine doğru yükselişler yaşanabilir.

Zirve seviyesi olan 11.605 üzerinde hacim destekli günlük kapanışlar alabilirse yeni bir ivme kazanan alımlarla 11.800 – 12.000 bölgesine doğru yükselişler kaydedilebilir. Endekste dalgalı seyirle birlikte düzeltmelerin etkisini sürdürmesi halinde ise 11.300 - 11.250 aralığı ilk destek bölgesi olup, 11.250 altındaki kapanışlarda düzeltme eğilimi hız kazanabilir. Bu durumda 11.200 – 11.160 – 11.090 ve 11.000 seviyelerine doğru kademeli geri çekilmeler gündeme gelebilir. 50 günlük üssel ortalamanın da bulunduğu ve aynı zamanda psikolojik öneme sahip 11.000 altındaki kapanışlarda teknik görünümdeki zayıflama ve düzeltme eğilimi derinleşebilir.

Yeni haftada yurt içerisinde ikincil düzey veriler açıklanacak olup, veri akışı bakımından sakin geçecek. Yurt dışı tarafında ise Noel Bayramı etkisinin olduğu haftaya giriyoruz. Bu bağlamda Avrupa ve ABD’de işlem hacimlerinin düşük seyrettiği bir hafta bizi bekliyor. Jeopolitik tarafta Rusya- Ukrayna barış görüşmeleri ve de ABD’nin Venezuela’ya artan baskısına yönelik yeni haber akışları takip ediliyor olacak. Asya’da ise Çin Merkez Bankası faizi sabit tutarken, Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırımına gittiği toplantıya ait toplantı tutanakları yakından izlenecek. Yeni haftaya başlarken bu sabah itibariyle değerli madenlerde sert yükselişlerin izlendiğini görüyoruz. Hafta boyunca değerli madenlerdeki volatilite piyasalarda yakından takip edilecek.

Bu hafta yurt içerisinde veri akışı bakımından sakin diyebiliriz. Yurt içerisinde fiyatlamaları etkileyebilecek önemli bir veri akışı bulunmuyor. Bugün yurt içerisinde kasım ayına ilişkin yabancı ziyaretçi sayısı açıklanacak. Yarın ve çarşamba günleri veri akışı bakımından sakin geçecek olup, perşembe günü TCMB tarafından reel kesim güven endeksi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranı verileri açıklanacak. Aynı zamanda perşembe günü TCMB’nin Haftalık Para ve Banka İstatistikleri verisi üzerinden TCMB rezervlerinin haftalık gelişimi izlenecek. Cuma günü ise önemli bir veri akışı bulunmuyor.”